4 Ağustos 2009 Salı

Jose Mourinho & Samet Güzel




Pennearabiata'da okuduğum post, bu postu girmem konusunda bana yön verdi. Bugün dünyanın en etkileyici, en başarılı teknik direktörlerinden Mourinho, teknik direktör olmadan önce ne iş yapıyordu biliyor musunuz? Tercümanlık! Birçoğumuz tercümanlığın sadece dil bilmekten ibaret olduğunu sanırız. Ama asla öyle değildir. Bir futbol takımının tercümanı olmak, teknik direktörün dediklerini harfi harfine çevirmekle sınırlı kalmamalıdır, o söyleyiş tarzını, sesin seviyesini ve inancı da verebilmelidir iyi bir tercüman. Çevirdiğiniz her kelime ya da vurguyu yaptığınız kelime bir takımın ruhuna işleyecek kadar etkilidir. Tercümanın işini kalpten yapanı, takıma pozitif enerji verir ve gelecek olası bir şampiyonlukta kilit rol oynayabilir. Geçtiğimiz günlerde hayata veda eden Legend Sir Bobby Robson'ın en büyük yardımcısıydı belki de tercüman Jose. Beraber sırasıyla Sporting Lizbon, Porto ve Barcelona'da görev aldılar. Ve Robson, Jose için şunları söylüyor:


"Jose çok iyiydi. Dinliyor, öğreniyor, izliyor ve hatırlıyordu. Canlı, uyanık ve zekiydi. Talimatlarımı futbolculara aynen benim söyleyeceğim tarzda söylüyordu. Bu konuda çok ustaydı. Birbirimize de çok güveniyorduk. Bir gün Jose'ye bana soyunma odasında konuşulanları harfi harfine anlatmanı istiyorum. Özellikle Figo'nun benim hakkımda neler mırıldandığını bana mutlaka söyle dedim. Benim gerektiğinde sert mesajlarımı bile hiç yumuşatmadan onlara aktarıyordu. Hiç korkusu yoktu. Figo'dan bile!"


Bobby Robson'ın bu söyledikleri az önce belirttiğimiz tercüman özelliklerini doğruluyor. Robson Barça'dan ayrılınca bu sefer Van Gaal ile çalışma fırsatı buldu Portekizli. Ve bu günlerde doğuştan gelen antrenörlük özelliklerini, dünyanın en önde gelen hocalarının yanında kazandığı tecrübeyle birleştiren Mourinho, dünyanın sayılı teknik direktörlerinden biri oluverdi..


Benim konuyu taşımak istediğim nokta da buna benzer bir durum aslında. Fenerbahçe'yi takip edenlerinizin mutlaka dikkatini çekmiştir, uzun kıvırcık saçlı tercüman Samet. Rahat ve kendinden emin tavırları ile dikkat çekiyor. Hatta aslında taktikleri Zico'nun değil de Samet'in verdiğine dair rivayetler bile vardır:). Henüz 24 yaşında. Zico, Aragones derken şimdi de Daum'la beraber çalışıyor.


Tercümanlığa başlayış hikayesi de ilginç. Samet, liseyi bitirdikten sonra öğrenci değişim programı ile Brezilya'ya gitti ve Portekizce öğrendi. Orada Alex ile tanışan Samet, döndüğünde FB TV'de işe başladı ve bir süre sonra Malatyaspor'daki Brezilyalıların tercümanlığını yapmak üzere Malatya'ya gitti. Fakat çok uzun sürmeden Fenerbahçe'deki tercüman eksikliği onu yollarını yeniden Fenerbahçe'yle kesiştirdi. Fenerbahçe'de görevini başarılı bir şekilde yerine getiren Samet (ya da Alex'in deyişiyle "Sametinho"), istatistik üzerine okuyor ve bölümünü bitirmek amacında. Gelecekte ise banka sektöründe yer almak istiyor veya borsayla ilgileneceğini belirtiyor.


Tercüman Samet Güzel hakkında ufak bir bilgi verdik. Şimdi postun en başıyla birleştirmenin vaktidir. Samet, Zico döneminde kendisiyle yapılan bir röportajda teknik konular üzerine sorulan bir soruya şu yanıtı veriyor:


"Hiçbir zaman bu işte senelerce bulunmuş birisinin tecrübe ve bilgisine sahip olamam. Fakat kendimi bu konuda çok geliştirdim. Ayrıca her gün Zico ile futboldan konuşup, daha fazla bilgilenmeye, onun felsefesini tamamen kafama yerleştirmeye çalışıyorum. Bu iletişim için önemli."


Hikayesi Jose ile çok benzer, eğer Daum'la da aynı şekilde iletişim kurarsa ve teknik konularda kendisini daha da geliştirirse belki de gelecekte Türkiye'nin önde gelen teknik direktörlerinden biri olabilir. Biz kendisini tercüman olarak çok seviyoruz, Brezilyalılar'ın gözü kulağı, ağzı, dili olmaya devam etsin isterim. Yaşı daha çok genç, Fenerbahçe'de de habire antrenör değişiyor nasılsa, hepsinden birşeyler öğrenirse bu birikimlerini gelecekte teknik direktör olarak gençlerle paylaşabilir. Samet, 'Güzel' adamsın!..

* Abisi Furkan Güzel de Gaziantepspor'da Brezilyalıların tercümanlığını yapıyor.



marcio11

1 yorum:

Minero dedi ki...

Fenerbahçe'de yerinde olmak istediğim tek insandır Samet. Ne futbolcu ve hocalar gibi sürekli çalışıp başarılı olmak zorunda, ne de Başkan gibi sorumluluk altında ezilmek... Canı isteyince idmana bile katılıyordu aynı Mourinho gibi... Düşünsenize bir hep tuttuğunuz takımda idmanlara çıkıyor, her deplasmana gidiyor, futbolcularla arkadaş oluyor bir de bunun için üstüne para alıyorsunuz...

Kesinlikle yerinde olmayı çok isterdim...