30 Ocak 2008 Çarşamba

Claudio Maldonado..


Claudio George Andrés del Tránsito Maldonado Rivera..Şili'nin Curico şehrinde 3 Ocak 1980'de dünyaya gelen Maldonado,defansif orta saha pozisyonunda oynuyor.


  • Şili Milli Takımı'nın kaptanlığını yapıyor.

  • Oyun stili Diarra ve Makelele'ye benzetiliyor.

  • Top kontrolü,pas yeteneği ve savaşçı kişiliği ile ön plana çıkıyor.

  • Vanderlei Luxemburgo'nun kızıyla evli.

  • Milan,Real Madrid ve Ajax onunla ilgilendi ama resmi teklif yapmadı.

  • Son 3 sezonda 8 kırmızı kart gördü.

  • ''Çok büyük bir kulübe geldiğimi biliyorum. Burada birçok arkadaşım var. Amacım burada kalıcı olmak ve Fenerbahçe'nin amaçları doğrultusunda çalışmak.''
  • 33 numaralı formayı giyecek.

  • 1.5 yıllık sözleşme imzaladı fakat 3 yıl da opsiyonu var yani


Kariyeri:



98-99 Colo-Colo--28 maç 2 gol

00-02 Sao Paulo--33 maç


03-05 Cruzeiro--89 maç 4 gol


06-07 Santos--70 maç 1 gol


Maldonado,8 kırmızıdan anlaşıldığı üzere sert ve zaman zaman da dengesiz hareketlerde bulunan bir oyuncu ama mücadele gücüyle takımı ayakta tutabilecek bir yetenek.Hakkında sakat olduğu yönünde söylentiler çıktı,kendisi ve kulübü bunu yalanlasa da zamanında ağır sakatlıklar geçirmiş bir oyuncu olduğu unutulmamalı.Umarız onu da keyifle izleriz.

29 Ocak 2008 Salı

Ahmed Barusso..


İlk transfer profilimiz Galatasaray'dan.Tam adı Ahmed Apimah Barusso.26 Aralık 1984'te Gana'da doğdu.Defansif ortasaha oyuncusu.


  • Büyüdüğü şehrin genç takımı olan FC Nania'da oynarken, Gana'nın efsane futbolcusu Abedi Pele tarafından İtalyanlara tavsiye edildi ve Manfredonia'ya transfer oldu.

  • Modena ve Piacenza'yı reddedip Rimini'ye giden Ganalı futbolcu, etkili futbolunu burada da sürdürdü.

  • Takımın Juventus ve Bologna ile oynadığı maçlarda 'Maçın Adamı' seçilen genç futbolcu Rimini'de bacağı kırıldığı için toplam 8 maçta forma giyebildi.

  • Bu sezon AC Milan, Inter, Fiorentina ve Roma gibi kulüplerin Barusso için girdikleri mücadeleden galip çıkan Roma, Ganalı futbolcuyu kadrosuna kattı.

  • Galatasaray'a sezon sonuna kadar kiralandı. Sezon sonunda ise Barusso'nun satış önceliği Galatasaray'da olacak ve sarı-kırmızılı kulüp isterse Ganalı yıldızı sezon sonunda bonservisi ile birlikte transfer etme hakkına sahip olacak.

  • Desailly'den daha teknik ve Essien kadar güçlü olarak belirtiliyor.

  • Gana Milli Takımı'nda da 4 maçta 1 golü bulunuyor.

Kariyeri:


03-06 Manfredonia--61 maç 9 gol


06-07 Rimini--32 maç 10 gol


07-08 Roma--3 maç

Güçlü kuvvetli bir oyuncuya benziyor bu Ahmed.İzleyip göreceğiz.


Her yiğidin bir yoğurt yiyişi..



Her yiğidin biy yoğurt yiyişi olduğu gibi,özellikle gol atmaya alışkın oyuncuların da bazı gol sevinçleri var.Gol sevinçleri oyuncuların eğlenceli yapılarını ortaya çıkarmakla beraber,futbolun aslında bir temaşa sanatı olduğunun da altını çiziyor.Son yıllarda oyuncuların gol sevinçlerine verdikleri önem de arttı.Beğenerek izlediğimiz gol sevinçlerinden bazıları:






  • Nijeryalı Obafemi Martins'in taklalar
  • Hollandalı Andy Van der Meyde'nin tribüne doğru nişan alması

  • İngiliz Alan Shearer'ın sağ elini havaya kaldırıp koşması

  • Brezilyalıların korner direğinin yanında samba yapması

  • İrlandalı Robbie Keane'in parendesi ve arkasından tüm tribünü taraması

  • Brezilyalı Bebeto'nun kundakta bebek sallama sevinci

  • Brezilyalı Kaka'nın ellerini yukarıya kaldırıp yukarıyı işaret etmesi

  • İspanyol Raul Gonzalez'in yüzüğünü öpüp,havaya kaldırması

  • Nijeryalı Julius Aghahowa:Martins'in en büyük rakibi

  • İngiliz Peter Crouch'un robot dansı

  • Fildişi'den Didier Drogba'nın iki elini yana açarak hızlıca koşması ve saha kenarına doğru kayması

Bunlar yalnızca bazılarıydı,peki zamanında tepki çeken gol sevinçleri de var:


  • İlk sıra Pascal Nouma'nın tombala çekmesi

  • Robbie Fowler'ın saha kenarındaki beyaz çizgilerden kokain çekiyormuş gibi yapması

  • Paolo Di Canio'nun nazi işareti

  • Real Madrid'in Brezilyalılarının hamamböceği dansı

Ülkemizde de güzel gol sevinçleri izledik ve son zamanlarda yine bu konuda bi yaratıcılık sözkonusu:

  • Mususi önderliğinde Bursasporlu oyuncuların timsah yürüyüşü

  • Bülent Uygun'un asker selamı

  • Tuncay Şanlı'nın sus işareti

  • Roberto Carlos ve Deivid başrolde olmak üzere yengeç dansı

  • Gaziantepsporlu oyuncunun gol attıktan sonra korner bayrağını çıkarıp yanına gelen oyuncuları taraması ve onların yere yığılması

  • Antonio De Nigris'in maskesi

  • Haim Revivo'nun taklası
  • Appiah'ın elini kulağına götürmesi
Benim aklıma gelenler ve ilk bakışta bulduklarım bu kadar.Aklınıza gelen başka gol sevinçlerini yorum olarak bekliyorum,yazıma ekleyeceğim.


27 Ocak 2008 Pazar

Lincoln..


Gerçek adı Cassio de Souza Soares olan Lincoln 22 Ocak 1979 yılında Brezilya'nın Sao Bras do Suacui kentinde doğmuştur.Müthiş tekniği, frikikleri ve uzaktan attığı gollerle tanınır.







  • Henüz dokuz yaşındayken Atletico Miniero tarafından keşfedilen Lincoln, profesyonelliğe adım attığı 1997 yılından 2001 yılına kadar bu kulübün formasını giydi.



  • 2001 yılında Bundesliga ekiplerinden Kaiserslautern’e transfer oldu.



  • 2004 yılında Schalke 04’e transferi gerçekleşti.



  • 2004-2005 sezonunda Schalke’nin Almanya Lig Kupası’na ulaşmasında büyük rol üstlendi.



  • Almanya liginin en iyi oyun kurucuları arasında gösterilen Lincoln, 2007 Haziran'da Galatasaray'a transfer oldu. Oynadığı ilk iki resmi maçında da gol atmıştır.



  • Lincoln'ün kariyeri ise şöyle:



97-01 A.Miniero--50 maç 4 gol




01-04 Kaiserslautern--53 maç 12 gol




04-07 Schalke 04--83 maç 20 gol




07-... Galatasaray--.......







Başarıları




-2005 Almanya Federasyon Kupası Şampiyonluğu: Schalke 04
-2005 Almanya Lig Kupası Şampiyonluğu: Schalke 04
-2004 Intertoto Kupası Şampiyonluğu: Schalke 04
-Schalke 04 yılın futbolcusu: 2004/2005
-Bundesliga Ayın Futbolcusu: Kasım 2004
-2006 yılında Almanya'da Kicker dergisi tarafından Almanya'da top oynayan en yetenekli 5 futbolcu arasında gösterildi.



İşte böyle bir oyuncu Lincoln.Takımının ataklarına yön verebilecek bir yetenek,fakat inşallah sakatlığından bir an önce kurtulur da onu daha çok izleyebiliriz.






Buzda dans..



  1. Fenerbahçe takımı organize atak yapıyor.

  2. Bülent Uygun,saçma sapan açıklamalarına devam etsin.

  3. İstanbul takımları 34. dakikada gol atınca da önemli birşey olsa ya.

  4. Bak yapıyorlar mı bilmiyorum ama tavuk dönere iskender olsa ben yemek isterim.

  5. Kezman'ın hayra alamet olmayan dönüşleri devam ediyor.Bugün de gol vuruşları güzeldi.

  6. Bu takımın 1.forveti Semih olmalıdır.Israr etmeyiniz.

  7. Mehmet Aurelio,asistlerden bir önce verilen paslarda hep başroldeydi,takip edenler bilir geçen sezon da basket takımında Eddie Basden yapardı aynı işi,önemli bir iştir.

  8. Hakem çok iyiydi,1-2 tane Fenerbahçe lehine ucuz faul verdi o kadar.

  9. Fenerbahçe deplasmanda gereğinden fazla gol atmaya başladı.

  10. Bu galibiyetle birkaç saatliğine de olsa liderlik koltuğuna oturdular.

  11. Sivasspor 1-4 Fenerbahçe...Alex-Semih-Kezman(2)....

Bir Gezersantrforun Hikayesi..

Hava yağmurluydu.Mart ayının 24'ünü gösteriyordu takvimler.Öğlen vakti takım arkadaşlarıyla yemek yedikten sonra akşamüstü yapılacak final maçını tartışmaya başladılar.Takım arkadaşlarından bazıları rakibin kuvvetli olduğunu ve işlerinin zor olduğunu belirtmişti,gezersantrforumuz bu tür durumlara çok kızardı,maç oynanmadan ne kazanılır,ne kaybedilir düşüncesi hakimdi onda.Tam cevap verecekti ki takımın kaptanı ondan önce davrandı.'Arkadaşlar' dedi,'bu maçı kazanabiliriz de kaybedebiliriz de,önemli olan maçtan sonra içeceğimiz biralar'' dedi.'auhahuahuahua' tarzında gereksiz gülüşmeler yükseldi takım oyuncularından.Gezersantrforumuz gülümsüyordu,onun aklı fikri sevgilisinin o gün ilk defa onu izleyecek olacağından ona iyi bir oyun sergilemekti.Zaten maçtan sonra bira içeceği kişiler kız arkadaşı ve ortak diğer arkadaşlarıydı.Ama takım arkadaşlarını seviyordu,seviliyordu da,zaman zaman maç içinde bencillikle suçlansa da.Aslında her zaman onu bencillikle suçlayanlar oluyordu,çünkü pozisyonunu bulduğuna inandığı yerden kaleye şut atmaktan çekinmezdi.Pas vermek onun için hep ikinci planda olmuştu.Ama kendi egosundan çok takım için oynardı.Çoğunlukla oynadığı maçlarda sahanın en iyisiydi ama bunu ne söylemek,ne de bu konuda tevazu göstermek isterdi.
Takım arkadaşlarından birinin arabasına atladılar ve maçın oynanacağı sahaya gittiler.Biraz erken gelmişlerdi,böylece ısınmaya bolca vakitleri olacaktı.Üstlerini giydiler ve sahaya çıktılar dışarısı soğuktu,gezersantrforumuz kaşkolünü ve montunu çıkarmamıştı,böyle ısınmaya karar vermişti.Onun daha önceki maçlardan 6 golü olduğundan takımın kalecisinin gözü üzerindeydi ve onu ısındırmasını istiyordu.Gezersantrforumuz ısınmadan topa vurmayacağını belirtti ve ısınmaya başladı.Birkaç tur koşudan sonra kaleciye bir şut çekmeye karar verip topu istedi.Uzaktan kaleye vurduğu top kalenin köşesinden ağları bulunca gözler ona döndü.Arkasını dönüp koşusuna devam ederken,bugün güzel bir gol atacağı konusunda umutları artmıştı.Bir yandan gözü çıkıştaydı,kız arkadaşı ve diğer arkadaşları ne zaman gelecekti.İyice ısındılar,aslında beklediğinden daha fazla seyirci gelmişti,ama herşeye rağmen bir final maçı için oldukça az kişi vardı.Ve uzaktan 4 kız 1 erkekten oluşan arkadaş grubu geldi,çok sevdiği kız arkadaşı o gün hastaydı ama gezersantrforumuzu kırmamış,maça gelmeyi kabul etmişti,gezersantrforumuz kaşkolünü çıkarıp sevgilisinin boynuna sardı,kısa bi hoşgeldiniz merasiminden sonra geldikleri için onlara teşekkür etti,meşhur kızımızın yanağına bir buse kondurdu ve onları tribüne yolladı.Herşey yolunda gidiyordu.Havanın yağmurlu olması bile etkilemiyordu onları.Rakip takım geldi,tanıştılar onlarla,buraya kadar çok başarılı bir turnuva geçirmişlerdi.Şampiyonluğu çok istiyorlardı,maçtan önce kendi sahalarında toplanıp ufak bi konuşma yaptılar.Konuşmada maçı kaybetseler de birbirlerini kırmamaya,nasıl başladılarsa öyle bitireceklerine söz verdiler.
Ve maç başladı,çok dikkatli olmalarına rağmen maçın başında yedikleri kafa golüyle 1-0 geriye düştüler.Hücum geliştirmek istiyorlardı fakat rakip takım gerçekten güçlüydü.Gezersantrforumuz topu almak için geriye gelmek zorunda kalıyordu.Bir defasında topu ortasaha civarında alıp 2 kişiden sıyrıldı,kaleye bakmadı bile,vuruşu çaprazdaki çatala giderken,skor 1-1 oluyor nasıl sevineceklerini şaşırıyorlardı.Maç yeniden başladı ancak çabalar iki takım adına da gol getirmedi.Lakin gezersantrforumuz ve arkadaşları oyunda ağırlıklarını hissettirmeye başlamışlardı ve devre arasında bunu konuştular.Ama bu bizim gezersantrfor tribündeki arkadaşlarını unutmuştu,hatta akşamdan alıştırmasını yaptığı kalp işaretini gol atınca sevgilisine gösterecekti,güzel de bir gol atmasına rağmen unutmuştu işte.
İkinci devre başladı ve 10 dakika içinde ikinci golü yediler.Takımda herkes birbirine moral vermeye çalışıyordu.Santra yapıldı ve hemen birkaç dakika içinde ortasahadan gelen bi topu ayağıyla durduramayan kalecileri şanssız bir gol daha yemişti.Takım içinde homurdanmalar başlamıştı ve kendi kalesine en uzak oyuncu olan gezersantrforumuz bütün takımın halini görebiliyordu.Kimi oyuncular kaleciye moral vermeye çalışıyordu,kimileri ise isyan edecek durumdaydı.Santra için orta noktaya geldiklerinde karşısındaki takım arkadaşına 'bak benim önüme bırak,direk kaleye vurucam' demişti.Ama karşısındaki arkadaşı onu dinlemedi,tekrarladı,yine duymadı,bu sefer topu istedi santra düdüğüyle beraber topu 1-2 m kadar önüne atarak sert bir şut gönderdi kaleye kimsenin beklemediği bir anda.Top kalecinin bakışları arasında köşeye gitti.Topun kulağına adresi fısıldamıştı bikere.Ama golden sonraki sevinç görülmeye değerdi,tribünlerin ve rakip oyuncuların şaşkın bakışları arasında arkasını döndüğü gibi kalecinin yanına koştu.Takım olarak kaleciye sarıldılar ve moral verdiler.Kalecinin gözleri dolmuştu,sevgilisine gol hediye edememenin ve hayalini kurduğu gol sevincini 2 gol atmasına rağmen yaşayamamanın üzüntüsünü hissetmedi bile,çünkü o anda kalecinin gönlünü almak çok daha önemliydi.Henüz 1 dakika önce yenilen golden sonra inancını kaybeden takıma şırıngayı bu gol vurmuştu ve takımı bir hırs sardı.Ve rüzgarı arkasına alan takım bir sonraki atakta gezersantrforumuzun takipçiliğini konuşturarak kaleciden dönen topu tamamlamasıyla 3-3lük eşitliği yakalamıştı.Ve bu sefer de ertelemicekti,gol sevincini takım arkadaşlarıyla yaşadıktan sonra sevgilisinin oturduğu tribüne doğru koştu ve o düşündüğü kalp işaretini yaptı.Evet sevgilisi ona gülümseyerek karşılık verdi ve hayallerin gerçekleştiği bugünü şampiyonlukla süslemek istiyordu.Ancak maçın bitmesine az bir süre kala atılan bir şutun savunmaya çarpması kalecimizi ters ayakta yakalamış ve kalesinde şanssız bir gol daha görmesine neden olmuştu.Son düdük çaldığında maçı 4-3 kaybetmişlerdi ama maçtan önce birbirlerine verdikleri sözü tuttular ve hiçkimse kaybedilen maçtan konuşmadı.Rakibi tebrik ettiler ve sahayı terk ettiler.Gezersantrforumuz ise üstünü değiştirip arkadaşlarıyla eğlenmeye çıktı.Çıktıklarında arkadaşlarının doğumgününü kutladılar.Onu en çok sevindiren olay ise maçtan sonra sevgilisinin onu öpüp yenilginin önemsiz olduğunu,onun çok iyi oynadığını ve onunla gurur duyduğunu söylemesiydi. Bu da böyle bir hikayeydi..

26 Ocak 2008 Cumartesi

Penaltı bilimi..


Futbolda,penaltı atışlarının yüzde 75-80’i gole dönüşüyor. Bu oran, dünya şampiyonalarında yüzde 80’in üzerine çıkıyor. Eğer penaltıyı atan oyuncu, penaltı öncesi faule maruz kalan oyuncu ise, gol olma oranı yüzde 90’ı aşıyor. Alman Erlangen-Nürnberg Üniversitesi matematikçileri, penaltı atışlarında kalecilerin ne kadar çaresiz olduğunu da hesaplamışlar. Bir kalenin genişliği 7.32, yüksekliği 2.44 metre. Futbol topunun çapı 22 cm. Penaltı atışında top kalenin 11 m gerisinde duruyor. Atış sırasındaki ortalama hızı saniyede 20-25 metre. Top, kaleye yarım saniyede ulaşırken, usta bir kalecinin tepki süresi en fazla çeyrek saniye. Geriye kalan çeyrek saniye topu yakalamaya yetmiyor. Kalecinin topu yakalayabilmesi için saatte 35 km’lik bir hıza ulaşması gerekiyor ki, bu her zaman mümkün olmuyor. Üstelik penaltı atışı sırasında kaleci sabit bir noktada durduğu için bulunduğu yerden aniden sıçrayarak belli hıza ulaşması oldukça zor oluyor.İşin püf noktası kalecinin uyguladığı stratejide gizli. Kaleci atışın yapılacağı köşeyi belirlerse daha hızlı sıçrayabiliyor. Kaleci saatte 18 km. hız yapar ve köşeyi de doğru tahmin ederse, topa müdahalesi ancak mümkün oluyor.




Yıldız oyuncular neden penaltı atamıyor?




Pele, Beckham, Maradona, Beckenbauer gibi futbol yıldızlarının penaltı atışlarında diğer oyuncular kadar başarılı olamamasının nedenleri de araştırmalara konu olmuş.Münster Üniversitesi spor psikoloğu Bernd Strauss’a göre, profesyonel oyuncular için duran topu kaleye sokmak aslında hiçte sorun değil. Ama oyuncu kendini strese sokuyor. Oyuncu açısından kaleci ve penaltı korkusu, en az kalecinin korkusu kadar büyük. Çünkü atıştan önceki saniyelerde her şey bir araya geliyor. Beynin merkezinde tüm stres hormonları salgılanıyor, kan basıncı yükseliyor, beden tüm sistemleri alarm durumuna getiriyor. Bu ortamda dikkatlerin kendilerine çevrilmesi ve ertesi günü kendileri hakkında neler yazılacağını düşünmek yıldız oyuncuları daha da strese sokuyor. Büyük firmalarla yaptıkları yüklü reklâm anlaşmaları onları baskı altında tutuyor. Yani, başarısız olma korkusu başarısızlığı artırıyor.

24 Ocak 2008 Perşembe

Gol Kralları..


















































Küçüklüğümden beri golcü oyuncuları özel olarak izlerim ve eğer maça gittiysem forvet oyuncularının nerelere koştuklarını,topsuz durumdayken ya da rakip sahadayken neler yaptıklarını takip ederim.Oynadığım futbolun gelişmesinde gözlemlerimin en az %50 etkili olduğunu düşünüyorum.Bu yüzden internette gezinirken ligimizin gol kralları gözüme çarptı.Ben de bunu herkesle paylaşaym istedim.İşte 98-99 sezonundan itibaren gol kralları listesi:




1998-1999


  1. Hakan Şükür-Galatasaray (19)

  2. Elvir Balic-Fenerbahçe (17)


  3. Viorel Moldovan-Fenerbahçe (15)


  4. Arif Erdem-Galatasaray (14)


  5. Coşkun Birdal-Erzurumspor (14)

1999-2000


  1. Serkan Aykut-Samsunspor (30)


  2. Ahmet Dursun-Beşiktaş (21)

  3. Fazlı Ulusal-Antalyaspor (20)


  4. Ümit Karan-Gençlerbirliği (18)


  5. Viorel Moldovan-Fenerbahçe (18)

2000-2001


  1. Okan Yılmaz-Bursaspor (23)


  2. Mario Jardel-Galatasaray (22)


  3. Cenk İşler-Adanaspor (19)


  4. Hami Mandıralı-Trabzonspor (18)


  5. Hasan Özer-Gaziantepspor (18)

2001-2002



  1. Arif Erdem-Galatasaray (21)


  2. İlhan Mansız-Beşiktaş (21)


  3. Augustine Ahinful-Ankaragücü (19)


  4. Serhat Akın-Fenerbahçe (16)


  5. Veysel Cihan-Denizlispor (16)

2002-2003



  1. Okan Yılmaz-Bursaspor (24)


  2. Necati Ateş-Adanaspor (19)

  3. Augustine Ahinful-Ankaragücü (16)


  4. Ümit Karan-Galatasaray (16)


  5. Fatih Tekke-Trabzonspor (14)

2003-2004



  1. Zafer Biryol-Konyaspor (25)


  2. Pierre Van Hooijdonk-Fenerbahçe (24)


  3. Serkan Aykut-Samsunspor (20)


  4. Tuncay Şanlı-Fenerbahçe (19)


  5. Souleymane Youla-Gençlerbirliği (16)

2004-2005



  1. Fatih Tekke-Trabzonspor (31)


  2. Alex de Souza-Fenerbahçe (23)


  3. Hakan Şükür-Galatasaray (18)


  4. Marcio Nobre-Fenerbahçe (18)


  5. Zafer Biryol-Konyaspor(18)

2005-2006


  1. Gökhan Ünal-Kayserispor (25)


  2. Fatih Tekke-Trabzonspor (22)


  3. Cenk İşler-K.Erciyesspor (20)

  4. Necati Ateş-Galatasaray (18)

  5. Marcio Nobre-Fenerbahçe (17)

2006-2007


  1. Alex de Souza-Fenerbahçe (19)

  2. Ümit Karan-Galatasaray (18)


  3. Gökhan Ünal-Kayserispor (16)


  4. Umut Bulut-Trabzonspor (15)

  5. Isaac Promise-Gençlerbirliği (12)

Merak edenler için bu sezon 19 haftanın sonunda ligimizin gol krallığında Gökdeniz,Nonda ve Semih 10'ar golle ilk sırayı paylaşıyor...

Araştırmada dikkatimi çeken şey ise 9 sezonun 8'inde Türk oyuncuların gol kralı olması.Bu da demek olyor ki takımlarımız yabancı forvet seçimi yaparken daha dikkatli davranmalılar..













Sesleniş


''Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız,sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mum ışığında bitirdik kitaplarımızı.Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asıldık.Vurulduk ey halkım, unutma bizi...Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez.İsteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. Mimardık, mühendistik,doktorduk, avukattık. Yazlık kışlık katlarımız,arabalarımız olurdu. Yüreğimiz, işçiyle birlikte attı.Yaşamımızın en güzel yıllarını birer taze çiçek gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep.Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...Fidan gibi genç kızlardık. Hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı gözbebeklerimizden. Yirmi yaşında,yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında, işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik. Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi,taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi. Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti.Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acınmaksızın. Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha. Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu. İnsanlık sustu.Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi...Kanserdik. Ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde. Uydurma davalarla kapattılar hücrelere. Hastaydık. Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşımızdaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık. Önce, kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık önlerine. Sonra da, otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...Giresun’daki yoksul köylüler, sizin için öldük.Ege’deki tütün işçileri, sizin için öldük. Doğu’daki topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul’daki,Ankara’daki işçiler, sizin için öldük. Adana’da,paramparça elleriyle ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi...Bağımsızlık, Mustafa Kemal’den armağandı bize.Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın, dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım,unutma bizi...Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk; komünist dediler. Ülkemiz bağımsız değil dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluş Savaşı’nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha da dik tutabilmekti bütün çabamız.Bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak istemediler.Vurulduk ey halkım, unutma bizi...Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık. Bir kadın eline değmemişti ellerimiz. Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha. Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına. Herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç. Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.Asıldık ey halkım, unutma bizi...Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar. Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da susmuşlardı bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir gün bile, karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde, öldürüldük. Hukuk adına, özgürlük adına,demokrasi adına, Batı uygarlığı adına, bizleri, bir şafak vakti ipe çektiler.Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi...Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi.Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hepbirlikteyiz ey halkım, unutma bizi, unutma bizi,unutma bizi..''

Uğur Mumcu (22 Ağustos 1942 - 24 Ocak 1993)

23 Ocak 2008 Çarşamba

Uyurgezer Dahi..



Evet,ilk tanıyacağımız oyuncu Fenerbahçe'nin kaptanı ve yıldız oyuncusu Alex de Souza.Tam adı Alexsandro de Souza olan orta saha oyuncusu,14 Eylül 1977 yılında Brezilya'nın Coritiba kentinde dünyaya gelmiştir.İşte Alex:




  • Profesyonel futbol hayatına erken atıldığı için liseyi son sınıftan terk etmek zorunda kalmıştır.
  • 1997 yılında tanıştığı Daiane ile 9 Mart 2000 tarihinde evlenmiştir.25 Nisan 2004'te çocukları olan Mario Eduardo dünyaya gelmiştir.
  • 726 resmi maçta 287 gol atmıştır.-
  • Palmeiras'ta ,maçlarda durgun oynarken aniden yaptığı klas çalımlar müthiş goller ve dahice paslar ona "uyurgezer dahi" takma adını kazandırmıştır.
  • Antrenörlerine göre onun tekniği ve zekası çok az oyuncuda bulunur.
  • Haziran 2004'te Cruzeiro'dan Fenerbahçe'ye transfer oldu.
  • Temmuz 2004'te Copa America'yı kazanan Brezilya Milli Takımı'nın kaptanlığını yaptı.

Alex'in profesyonel kariyeri ise şöyle:

95-97 Coritiba--124 maç 32 gol

98-99 Palmeiras--241 maç 78 gol

99-00 Flamengo--12 maç 3 gol

00-01 Cruzeiro--60 maç 30 gol

01-02 Parma--11 maç 8 gol

02-04 Cruzeiro--167 maç 85 gol

04-... Fenerbahçe--195 maç 106 gol


Ayrıca Alex'in 67 milli maçta 26 golü bulunmaktadır.



Şimdi de Alex'in kariyerindeki başarılarına bakalım:

2007 - TFF Süper Kupası
2007 - TFF Süper Lig Kupası (Fenerbahçe)
2006 - 2007 Türkiye Süper Ligi Gol Krallığı (Alex'den önce Fenerbahçe takımındaki hiçbir yabancı oyuncu gol kralı olmamıştır.)
2005 – Türkiye Süper Lig Şampiyonluğu (Fenerbahçe)
2004 – Copa America (Brezilya Milli Takımı)
2004 - Minas Şampiyonluğu (Cruzeiro)
2003 – Brezilya Şampiyonluğu (Cruzeiro)
2003 - Brezilya Kupası (Cruzeiro)
2003 – Minas Şampiyonluğu (Cruzeiro)
2000 – Rio-São Paulo Turnuvası (Palmeiras)
2000 - Olimpiyat Öncesi (Milli Takım)
1999 - Copa America (Brezilya Milli Takımı)
1999 – Libertadores Şampiyonluğu (Palmeiras)
1998 – Mercosul Ülkeleri Kupası (Palmeiras)
1998 - Brezilya Kupası (Palmeiras)
1996 – Toulon Turnuvası (Brezilya Milli Takımı)
2003 - Brezilya ligi Altın top
1999 - Dünya'nın en iyi 3.forveti
1998 - Güney Amerika'nın en iyi ortasaha oyuncusu
1994 - Gençler Parana Şampiyonluğu en iyi oyuncu



İşte bizim halen tartıştığımız Alex böyle bir oyuncu.Bu sene Avrupa'da oynamıyor iddialarına nazire yaparcasına Şampiyonlar Ligi'nde gösterdiği performansla alkışı sonuna kadar hakediyor.Hatta Kadıköy'deki İnter maçında Maxwell'e sen otur,Deivid'e ise sen kalk dercesine yaptığı asist ve CSKA maçında takımı ipten alan füzesiyle gönüllerdeki yerini sağlamlaştırmış durumda.Bugün Alex'i tanıdık,sözü yine onun Samsunspor filelerine braktığı muhteşem röveşata golünden sonra televizyona yaptığı konuşmayla noktalayalım.''Hayal ederseniz,gerçekleşir.''



Başlan-gıç

Başlangıçı Alanya-Fenerbahçe maçıyla yaptık aslında ama biraz kendimden ve blogun kuruluş aşamasından bahsedeyim.Adım Burak,21 yaşındayım,üniversite öğrencisiyim.Aklımda bu blog ışığının yanmasına sebep olan pek kıymetli dostum Anılcan'a aynı zamanda bana blog oluşumunda yardımcı olduğundan dolayı teşekkürü bir borç bilirim.(O da http://aldaatdercesine.blogspot.com adresinde Türkiye ve dünyadan önemli spor olayları hakkında yazılar yazıyor.) Blogda genellikle Türkiye'deki spor olaylarını takip edicez(ağırlıklı olarak Fenerbahçe),ligimizdeki oyuncuları tanıyacağız ve zaman zaman spor dışı gündemlere maydonoz olucaz.Yazıları günlere göre belli bi düzende yayınlayacağım.Ama hangi gün ne yayınlayacağıma henüz karar vermedim,ilerleyen günlerde karar verince sizle paylaşırım.Hoşgeldiniz,umarım eğlenceli vakit geçiririz ve yeni şeyler öğreniriz..

Let's go to Alanya..




Sıkıcı düz yazıları sevmem..









  1. Fenerbahçe savunması hiç parlak değil.
  2. İlhan çok 'Parlak'.

  3. Kezman'ı öldür hakkını yeme demişler,gollerdeki vuruşları güzel.

  4. Niye kamera hep o çifti gösteriyo,stadyumdaki tek kız o galiba.

  5. Turkcell'in reklamını nerde görsem sonuna kadar izlerim.

  6. Alanya'da 2 numara Taner fena değilmişş.

  7. Mehmet Aurelio çok teknik,çok klas.

  8. Yasin 2.goldeki hatayı Tabzon maçında da yapmıştı,akıllanmamış o.

  9. Fenerbahçe penaltı attı!!Hayır bu sefer de bişey yok dicem,sus,peki..

  10. Kezman'ın 4 gol atması hayra alamet değil.

  11. Kaleci Volkan lig için hazır değil.

  12. Colin Kazım ne güzel vurdu o topa ya..

  13. Fenerbahçe deplasmanda Alanyaspor'u 10-3 mağlup etti ve adını çeyrek finale yazdırdı.

  14. Goller Kezman(4),İlhan(2),Aurelio(2),Kemal,C.Kazım...